21/09/2009
FK 1864 Çerkeslerin
kurduğu bir amatör futbol kulübü. Henüz ikinci yaşını sürüyor ve
bugünlerde dostluk maçları yapmak üzere Futbol Federasyonu’nun davetlisi
olarak Abhazyadalar. Sportif faaliyetler dostluk ve kardeşliği
pekiştirmek için güzel bir vasıta.
Circassian Canada (yeni adı Circassian Center, kısaltılmışı CC) adlı web sitesinin kurucusu Uğur İlhan veya devşirildikten sonraki ismiyle Paul Seuhmann,
CC’de yazdığı bir yazı ile FK 1864’ün yöneticilerini "şark kafalı” ve
“ilkesiz” ilan ederek vermiş veriştirmiş. Sebebi de, kulüp logosunun
grafiğinde kendi rızası dışında yapılan değişiklikler…
Logodaki sembollerin anlamını
bilmeyenler Seuhmann’ın bu kadar basit görünen bir meseleye verdiği bu
tepkiyi abartılı bulabilirler.
Ama kazın ayağı öyle değil.
Çünkü onun misyonu zaten o sembolleri oraya buraya sokuşturmak...
CC nin logosu da, bundan devşirilen FK 1864’ün
önceki logosu da estetik kaygılarla hazırlanmış çalışmalar değildir;
aksine, karanlık merkezlerin sembolleriyle oluşturulmuş bilinçli
tasarımlardır.
Aslında bu konuları “Masonlar, Ergenekon ve Çerkesler”
ismiyle hazırladığım ve 3. bölümünü yayınladığım dizi yazımın son
bölümlerinde ele alacaktım. Ancak konu birden güncellik kazanınca öne
almak durumu hasıl oldu.
Ayrıca belirtmeliyiz ki, bu makalede Paul Seuhmann’ın
şahsını, ilişkilerini, geçtiği yolları, gittiği yönü ve yanında
sürüklediklerini mercek altına almayacağız. Bu uzun bir konu ve en az
üç-beş bölümlük bir dizi yapmak gerekir.
Yalnız şu kadarını söyleyelim ki, bay
Seuhmann’a, Çerkesler arasında biçilen misyon, kancalayacağı
Çerkeslerle Tapınakçı/Masonik/Judaic çizgide bir aksiyoner grup
oluşturmaktır. Tapınakçı/Masonik çizginin ne olduğunu
bilmeyenler “Masonlar, Ergenekon ve Çerkesler” başlıklı seri
yazılarımızı okurlarsa ne demek istediğimizi daha rahat anlayacaklardır.
Bütün gayreti Çerkes camiasına girip
çıkabilen ve çevresinde az çok bilinen simalardan bir vitrin oluşturmak
ve kendisini bu vitrinin arkasına saklayarak “kainatın ulu mimarının”
yoluna hizmet edecek adamlar devşirmektir. Kısaca malum merkezlere
Çerkesler arasında taban oluşturmaya çalışmaktır.
Daha CC’yi kurma
çalışmalarını sürdürürken mail yazarak benden bir takım dokümanlar
istemişti, o gün bugündür sitesine ara ara ziyaretlerde bulunuyor,
çalışmalarını göz ucuyla izliyorum.
Çok sabırlı ve sinsice bir siyaset izliyor. Büyük bir gayretle CC'yi
marka haline getirmeye çalışıyor. Bu ismin etrafına topladığı “saf
Çerkesler” zaman zaman kendisini zor duruma düşürse de bugüne kadar
durumu gerçekten iyi idare etti.
Mesela, Çerkeslik sosuna bulayıp, haç
vinyetleri ve misyonerlik propagandası yapan sayfalarla başlattığı
yayınını etrafındaki “saf Çerkesler”e benimsetemeyince, gelen ısrarlı
eleştiri ve talepler karşısında -biraz dirense de- nihayetinde geri
vitese taktı ve bu dokümanları ana sayfadan kaldırdı. Öyle ya, amir
tanımayan, emir almayan, yönlendirilmeye gelmeyen Çerkes karakterini
eğip bükerek ondan bir “tapınakçı/mason” çıkartmak oldukça zor, bunun
için bayağı bir “kıvrak olmak” gerekiyor... Onda da o kıvraklık var. Çevresine
topladıklarını dağıtmamak ve misyonunu devam ettirebilmek için
kendisine gelen değişiklik talepleri karşısında fazla direnmeyerek hemen
geri adım atıyor. Atıyor ama sanmayın ki yapmak istediğinden
vazgeçiyor. Aynı konuyu ne yapıp edip, ambalajlayıp tekrar gözönüne
koymanın bir yolunu buluyor. Nitekim, Hristiyanlıkla ilgili propoganda
yazılarını ana sayfadan kaldırmak zorunda kalınca, ana sayfada bir
“entelektüel yazılar” formatı geliştirerek “kutsal metinlerini” oraya
yerleştirdi bay Seuhmann. Bahsettiğim bölüme bir göz
atarsanız, bir sürü “kafa karıştırıcı” yazının arasına yerleştirilen
“misyon makalelerini” hemen fark edeceksiniz zaten.
...
Örnekler çoğaltılabilir, çünkü CC bu yönden tam bir maden. Ama bu, bugünkü yazımızın konusu değil.
Biz bu makalede sadece Paul Seuhmann’ı zıvanadan çıkaran şu logo değişikliği konusunu ele almak niyetindeyiz.
…
Efendim bildiğiniz gibi FK 1864’ün eski logosu CC’nin logosundan türetilmiştir.
Geçtiğimiz günlerde kulüp yöneticileri logodaki aslan figürünü anlamsız bularak kaldırınca, bay Seuhman’ın
tepesi attı ve açtı ağzını yumdu gözünü. Zamanında “ayar etmek için”
sık sık “saygıdeğer thamatelerimiz” v.s. diyerek yağ çektiği insanların
şimdi ne ilkesizliğini bıraktı, ne şark kafalılığını.
Paul Seuhmann’a
-tamamıyla suni olan ve sırıtan- o “salon çocuğu üslubunu” terk ettiren
ve bu kadar öfkelendiren semboller ne manaya geliyordu da bir aslan
figürü iptal edildi diye ortalığı bu kadar velveleye verdi?
Çok açık efendim, çünkü CC’nin logosu (haliyle FK 1864’ün eski logosu da) tamamıyla Tevrat kökenli masonik figürlerden oluşturulmuştur ve bir mason için bu semboller çok önemlidir.
Logonun sık sık değiştirilmesinin uygun olmayacağı, iptal edilen figürlerin yerlerine konulmasının da mümkün olmaması sebebiyle Seuhmann'ın
bu konuda manevra alanı kalmadı; bunu fark edince de öfkesini kontrol
edemedi ve gerçek yüzünü gösterdi. (Belki de parça başı çalışıyordur :-)
) Olay budur.
Başka bir konu olsa her zaman yaptığı
gibi, önce geri vitese takar ve başka bir yol izleyerek istediği
neticeyi alabileceği bir formül muhakkak geliştirirdi. Ama şimdi değişen
logoyu istediği gibi düzeltme şansı kalmadı. Hele Çerkes kültürüyle
uzaktan yakından ilgisi olmayan ayağa kalkmış kıllı-tüylü ejderha
görünümlü arslanla hiç şansı yok.
“Vaki olanda hayır vardır” diye boşuna dememişler .
Acze düşüp, öfkesini kontrol edemeyen Seuhman, böylece gerçek kimliğini kamuoyuna deşifre etmiş oldu.
...
Peki bu semboller niçin bu kadar önemli?
Konuyla ilgili yapacağımız alıntı bu öfkeyi anlaşılır kılacaktır sanırız:
“Bir hayır kurumu olduğunu iddia
eden masonların aşırı önem verdikleri ketumiyet ya da gizlilik, her
zaman masonlar hakkında şüphe duyulmasına neden olmuştur. Ancak,
masonlar genellikle bu iddiayı kabul etmezler. Bu konuda Türkiye'deki
üstat masonlardan Şekür Ökten bir röportajda şunları söylemektedir:
"Derneğimiz, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'na göre faaliyette bulunur. Gizli değildir. Bizim
hiçbir toplantımız ve merasimimiz gizli değildir." (Nokta Dergisi, 13
Ekim 1985)
Oysa masonlar kendi üyeleri için
yazmış oldukları kitaplarda bu görüşlerin tam tersini savunurlar. Mason
yükümlülüklerini anlatan ve masonluğun anayasası olarak kabul edilen
Anderson Yasası, Davranış Maddesi, dördüncü fıkrası şöyle demektedir:
"Mason olmayan, yabancılar
bulunduğunda, sözleriniz ve tutumlarınızda öyle ketum ve ihtiyatlı
olunuz ki, en ince zekalı yabancı bile duyulması uygun olmayan şeylerin
farkına varmasın."
Mason Localarının üyeleri, yapmış
oldukları ketumiyet yemininde gizliliğin masonluk için ne derece önemli
olduğunu vurgulamaktadırlar:
"Şimdi veya daha
sonra öğretilecek Kadim Masonluk Misterleri ile bunlara ait gizli
sanatları, yönleri ve noktaları, bu dereceye ve usulüne göre kabul
edilmiş olanların dışında hiç kimseye, kim olursa olsun hiçbir surette
açıklamayacağım. Yine söz veririm ki, bu sırları, hareketli ve
hareketsiz hiçbir şey üzerinde yazmayacak, basmayacak, kazımayacak,
işaretlemeyecek, resmetmeyecek, kesmeyecek veya elimden geldiği ve
gücümün yettiğince başkalarına yaptırmayacağım. (Çırak, 1. Derece
Ritüeli, Tanju Koray, sf. 32-33)
Kendisini uluslararası bir yardım
kurumu olarak tanıtan bir kuruluşun niçin böyle bir gizliliğe gerek
duyduğu, masonluk hakkında cevaplanamayan soruların başında gelir.
Masonlukta bu gizliliğin bir sonucu olarak iletişim sadece semboller aracılığıyla olur hale gelmiştir.
(…)
Sembolizm, Masonlar için çok büyük önem taşır. Semboller kanalıyla açıkça ifade
edilmesi
mümkün olmayan pek çok mesaj, gizli bir şekilde anlatılır. Mason
olmayanların farkına dahi varmadığı bir simge, Masonlar için değişik
anlamlar taşır.
Sembolizmin kendileri için taşıdığı büyük anlamı Masonlar şöyle dile getirirler:
"Masonlukta
semboller, masonik ilkeleri daha iyi anlatmak, ritüellerin içerdiği
aşılamaları ve öğütleri belleklere iyice yerleştirmek, bunların uzun
ömürlü olmalarını sağlamak için kullanılırlar. Masonlukta sır olarak
nitelendirilen şeylerin başında masonik işaretler, sözcükler ve
simgelere verilen anlamlar gelir." (Sözlük, Büyük Mason Mahfili
Yayınları, s. 158.)
Sembollerin önemi, bir başka kaynakta Masonlar tarafından şöyle dile getirilir:
"Günümüzde
milyonlarca insanı aynı çatı altında, ayni ülkü uğruna toplayan Masonluk
sembolsüz olamaz. Eğer Masonlukta semboller ortadan kalkarsa, üç
asırdır ayakta duran bu yüce kuruluşun çökmesi işten bile değildir."
(Semboller, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, 2001,
Bu sembollere, ilk bakışta Masonlukla alakasız görünen pek çok yerde rastlamak
mümkündür: Bazı ülkelerin bayraklarında, çeşitli şirket ve kuruluşların amblemlerinde, kimi derneklerin armalarında, bazı resim, kitap ve yayınların logolarında... Buralarda yer alan belirli semboller, oradaki Mason hakimiyetini diğer Masonlara haber verirler. Nasıl
bir ressam, tablosuna bu resmi kendisinin yaptığını belirten imzasını
atarsa; Masonlar da bunu özel işaret ve semboller aracılığıyla yaparlar.
Masonik sembollerin hangi
kaynaktan geldiğine baktığımızda ise çarpıcı bir gerçekle karşılaşırız.
Sembollerin hemen hepsi Yahudi felsefesinin temeli olan Kabbala'dan,
Yahudi kaynakları ve efsanelerinden ve değiştirilmiş Tevrat'tan
alınmıştır.” (harunyahya.com)
…
Bu açıklamanın ardından gelelim CC’nin logosuna…
CC’nin logosonda -yanılmıyorsam-
Abdullah Bırsır’ın çizdiği Savsuruko figüründen başka Çerkeslik alameti
sayılacak hiç bir işaret yoktur. Savsuruko figürü de “masonik efsanelere
uyumlu bir görüntü verdiği için” logoda kendine yer bulabilmiştir.
CC’nin logosundaki figürlere kısaca bir göz atalım:
ASLAN
Tevrat'ta Aslan sembolü
Yahudi kavminin simgesi olarak belirtilir. Yeni kurulan genç İsrail
devletinin amblemi de aslandır. Ayetlerde belirtildiği gibi bu aslan,
kavimleri parçalamak için şaha kalkmış bir aslandır ve bir çok ambleme
bu şekilde işlenmiştir.
“Ve Yakub’un arta kalanı
milletleri arasında, çok kavimler ortasında, orman hayvanları arasında
aslan gibi, koyun sürüleri arasında genç aslan gibi olacak; o aslan ki,
eğer geçerse çiğner ve parçalar, ve kurtaran olmaz. Elin seni
sıkıştıranların üzerine yükselsin, ve bütün düsmanların kesilip
atılsınlar.” (Mika,Bab: 5 / 8-9)
“İşte kavim dişi aslan gibi
kalkıyor, Ve kendisini aslan gibi kaldırıyor; Şikarını* yiyinceye kadar,
Ve öldürülmüş olanların kanını içinceye kadar yatmayacaktır.” (Sayılar,
Bab: 24)
* Av
“Ve her birinin genişliğine
göre kollarına düz yerlerine, ve yan levhalarına, kerubiler*, aslanlar
ve hurma ağaçları, ve çepçevre çelenkler oydu.” (I. Krallar,Bab: 7/36)
*Kerubiler: Yahudi inancına göre Sfenkse benzeyen, aslan vücutlu, insan başlı, kanatlı meleklerdir.
“... Ve kral fil dişinden
büyük bir taht yaptı, ve onu halis altınla kapladı. Ve tahtın altı
basamağı, ve bir altın ayak iskemlesi vardı, ve bunlar tahta bağlı
idiler, ve oturacak yerin her iki tarafında kollar vardı, ve kolların
yanında iki aslan duruyordu. Ve altı basamak üzerinde, iki tarafında, on
iki aslan duruyorlardı; hiçbir ülkede böyle şey yapılmamıştı.” (1.
Krallar, Bab 9/17-19)
KALKAN: CC logosu bir
kalkan üzerine oturtulmuştur. Bilindiği gibi masonluğun kurucuları tapınak şövalyeleridir (Templar Knights). CC logosundaki kalkan da bu tapınak şövalyeleriyle olan bağa işaret eder. Kalkan, imanın korunması ve kutsal toprakların savunulmasını temsil eder.
kalkan üzerine oturtulmuştur. Bilindiği gibi masonluğun kurucuları tapınak şövalyeleridir (Templar Knights). CC logosundaki kalkan da bu tapınak şövalyeleriyle olan bağa işaret eder. Kalkan, imanın korunması ve kutsal toprakların savunulmasını temsil eder.
Kalkan figürü eskiden beri bütün dünyada o kadar
ısrarla işlenmiştir ki, artık spor kulüpleri logoları v.s. için bir
şablon haline dönüşmüştür.
TAÇ
Önemli amblemlerden Taç da tevrat
kaynaklı bir figürdür.
kaynaklı bir figürdür.
“Düşmanlarını utanca bürüyeceğim, Ama onun başındaki taç parıldayacak” (Mezmurlar 132:18)
“Yehoyada kralın oğlu Yoaş'ı dışarı çıkarıp
başına taç koydu. Tanrı'nın Yasası'nı da ona verip krallığını ilan ettiler. Onu mesh edip alkışlayarak, "Yaşasın kral!" diye bağırdılar.” (2. Krallar, 11:12)
başına taç koydu. Tanrı'nın Yasası'nı da ona verip krallığını ilan ettiler. Onu mesh edip alkışlayarak, "Yaşasın kral!" diye bağırdılar.” (2. Krallar, 11:12)
“Ve onlardan gümüş ve altın al ve taçlar
yap.” (Zekarya, 6: 11)
Onu güzel armağanlarla
karşıladın, başına
saf altından taç koydun. (Mezmurlar, 21:3)
karşıladın, başına
saf altından taç koydun. (Mezmurlar, 21:3)
Taç düştü başımızdan, Vay başımıza! Çünkü günah işledik. (Ağıtlar 5:16)
Masonlukta 30. Derecenin ünvanı “seçilmiş büyük kodoş şövalyesi”dir
ve ritüelinde taç vardır. 30. Derecelerde üst felsefe işlenir. Bu
devrede salik bütün inançlarından arındırılmaya çalışılır.
IŞIK SAÇAN KILIÇ
“Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de
Aden bahçesinin doğusuna Kerubiler* ve her yana dönen alevli bir kılıç
yerleştirdi.” (Yaratılış 3:24)
*Kerubiler: Yahudi inancına göre Sfenkse benzeyen, aslan vücutlu, insan başlı, kanatlı meleklerdir.
Yukarıdaki Muharref Tevrat
ayetlerinde geçen ışık-alev saçan kılıç, bütün sembollerini Muharref
Tevrat'tan alan masonlar tarafından bir adayın Masonluğa girişinde
yapılan tekris törenlerinde kullanılmaktadır.
Masonluktaki "Işık Saçan Kılıç",
koruyucu meleklerin temsilidir; alevin dalgalı ve titrek hareketini
göstermek üzere kılıç dalgalı bir biçimdedir."Işık Saçan Kılıç" olarak
adlandırılan bu kılıcın tekris törenindeki yeri şöyle açıklanır:
"Masonik törende, ışık saçan
kılıç, adayın takdisinde kullanılır. Çoğunlukla, Üstadı Muhterem sol
elinde tuttuğu kılıcın namlusunu adayın başının üstüne uzatır ve
namlusunun üstüne çekiçle üç kere vurur. Bazen de, üstadı muhterem,
kılıcı önce adayın başına, sonra sol omuzuna, daha sonra da sağ omuzuna
koyar ve her seferinde de çekiçle bir darbe vurur. Bu ikinci halde, Keter (Taç), Binah (Zeka), Hokmah (Aklühikmet) sefirotik üçlüsüne uyulmaktadır." ("Çırak, Kalfa, Usta", s. 41.)
Adigeyli ressam Abdullah Bırsır çizimi
olan Savsuruko figürünün CC ambleminde yer bulmasının en önemli
sebeplerinden birisi elindeki meşalenin ışıklı kılıcı çağrıştırmasıdır.
ALTIN - KIRMIZI - LACIVERT - ERGUVANI RENKLERI
Altın, lacivert, erguvani ve kırmızı masonik simge renkleridir. Masonlarin kullandığı renklerin kökeni de Tevrat ayetlerine dayanmaktadır. İşte bunlardan birkaç örnek:
“Ve efodu altın, lacivert ve erguvani ve kırmızı ve bükülmüş ince ketenden yaptı.” (Çıkış, Bab: 2/39)
“Kral Süleyman, Libnan
ağaçlarından kendine bir tahtırevan yaptı. Direklerini gümüşten yaptı,
tabanını altından, oturacak yerini erguvaniden... “(Neşideler Neşidesi,
3/9-10)
“Ve şimdi, babam Davud’un
hazırlamış olduğu, Yahudada ve Yeruşalimde yanımda bulunan hünerli
adamlarla beraber olmak üzre bana bir adam gönder, altın, ve gümüş, ve
tunç, ve demir, ve erguvanî, ve kırmızı, ve lâcivert işlerinde hünerli
olsun, ve her türlü oyma işlerini oyabilsin."(2. Tarihler,2/7)
Aranızda armağanlar
toplayıp RAB'be sunacaksınız. İstekli olan herkes RAB'be altın, gümüş,
tunç; lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı
boyalı koç derisi, akasya ağacı armağan etsin. (Mısır'dan Çıkış, 35:5)
CC Renk tercihlerine bu
ayetler kaynaklık etmektedir. Lionesler gibi pre-masonik kurumların renk
tercihlerinin de aynı olması Tevrat ayetlerine dayanmaktadır.
12 YILDIZ
İbrahim aleyhisselamın vefatından
sonra, oğlu, İshak aleyhisselam, bundan sonra da, bunun oğlu Yakub
aleyhisselam Peygamber oldular. Yakub aleyhisselamın diğer ismi
İsrail’dir. Bunun için, Yakub aleyhisselamın oniki oğlundan çoğalan insanlara, Beni İsrail, yani İsrail oğulları denilir.
"David’in oğlu,
Kral fielomo (fieloma Ameleh-Süleyman) ise sembol olarak altı köşeli değil
de beş köşeli (pentagram) yıldızı benimsemiştir. Bu yıldız fielomo
Ameleh’in mühürlü yüzüğünde yer almaktaydı ve kralın mabedinde de
yüzlerce altın kakmalı kalkan bulunmaktaydı. " (Süleyman Yıldızoğlu,
MAGEN DAVİT”,-Altı Köşeli Yıldız- http://www.geocities.com/sinamiorhanupto/makdostyildiz.htm)
Pentagram bir süre Kudüs şehrinin resmi mühürü olmuştur.
...
Pentegram Hristiyanlar için de dini bir semboldür.
Ortaçağ Hıristiyanları pentegramın İsa'nın beş yarasını simgelediğine, cadı ve iblislerden koruduğuna inanıyorlardı.
"Gökte olağanüstü bir belirti, güneşe sarınmış bir kadın göründü. Ay ayaklarının altındaydı, başında on iki yıldızdan oluşan bir taç vardı." (İncil,Vahiy 12:1)
Nitekim AB'nin 12 yıldızlı amblemi de bu İncil ayetinden türetilmiştir.
Bundan başka Hz. İsa’nın “on iki havarisi” de Hristiyanlıkta önemlidir.
Tapınakçı/Masonlar Tevrat ve incil kaynaklı simgeleri kutsarlar. 12
sayısı Yahudilerde ve Hristiyanlarda olduğu gibi, masonlar için de
kutsal bir sayıdır. Ve bu sayı dünya masonları için uluslararası bir
nitelik taşır.
"Evvela, 5 kollu yıldıza, yani
ışık saçan yıldıza, Pentagrama dikkat edelim. Doğuda yer alan, içinde
evrenin ulu mimarinin remzi olan G harfi ile. Bu yıldız, yenileşen
insanın sembolüdür." (Mason Dergisi, sayı: 37-38, s. 41.)
12 yıldız Adige bayrağında da var.
Göya 12 Adige kabilesini temsil ediyor. İlk Adige bayrağı 7 yıldızlı idi
ve Kafkasyanın 7 etnik bölgesini temsil etmekte idi. Sonradan niçin 12
yıldız oldu? Sayalım bakalım Adige kabilelerinin sayısı kaç çıkacak? Ya
üç okun manası sizi tatmin ediyor mu? Teslis ve 12 havarileri temsil
etme ihtimali yüzde kaçtır acaba? Aslında o tasarımı bugünkü haliyle
kimin hazırladığının ayrıca araştırılmasında fayda olduğunu düşünüyorum.
ZAMBAK
CC Circassian Canadian iken alt
şeritlerin arasında zambaklar vardı. İsmini Circassian Center yaparken
zambaklar da kaldırıldı. Ben yukarıya logonun zambaklı halini koydum.
Zambak, genel olarak, büluğ ve nesillerin sembolü olarak görülür.
Masonlukta, zambak, saf ve bereket verici alevdir.
Sevgilim benimdir, ben de onun, Zambaklar arasında gezinir durur. (Neşideler neşidesi 2:16)
"Çiy gibi olacağım İsrail'e; Zambak gibi çiçek açacak, Lübnan sediri gibi kök salacaklar." (Hoşea 14:5)
Bütün bunların tesadüfen bir logoda toplandığını söyleyebilir misiniz?
21 EKİM 2010
21 EKİM 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder